KANSERE METABOLİK YAKLAŞIM
Pazar günü, 6. Ulusal Meme Radyolojisi sempozyumunda, "Kansere Metabolik Yaklaşım" başlığı altında bir konuşmamız olacak.
Son yıllarda literatüre giren bilimsel veriler, kanserin genel kabul gören Somatik Mutasyon Teorisinin tek başına kanser biyolojisini açıklamak için yeterli olamayacağını göstermektedir.
Bununla birlikte kanser hücrelerinin çok büyük bir çoğunluğunda mitokondrilerin defektif ve az sayıda olduğu ve kanser hücrelerinin ortamda oksijen olsa bile oksijensiz enerji üretim yolu olan glikoliz yolunu tercih ettiği bilinmektedir. Mitokondirial hasarın yoğun bir ROS un (Reactive Oxygen Species-Serbest Radikallerin) üretimine neden olduğunu, bu serbest radikallerin genetik hasara neden olduğunu gösteren çalışmalar var. Ayrıca kanser hücrelerinin metabolizmasının normal hücrelerin metabolizmasından farklı olmasına dayanarak uygulanabilecek normal hücrelere zarar vermeyen yeni tedavi yöntemleri ile ilgili ümit verici çalışmalar var.
Konuşmamızın temel önermesi kanser hücresinde genetik değişikliklerden daha önce aslında mitokondriial hasar ortaya çıkıyor olabilir mi?
Bu önermeyi tartışırken bir yandan şu sorulara cevap vermeye çalışacağız.
Aslında kanser önlenebilir mitokondrial metabolik metabolik bir hastalık mı?
DNA modelini tanımlayan Dr. Watson'un bu konudaki ezber bozan çalışmasını nasıl okumalıyız?
Kanser eğer başımıza gelen genetik bir talihsizlikten ziyade mitokondrial metabolik bir hastalık ise kanserden korunmak ve mitokondrilerimizin sağlıklı olması için neler yapabiliriz?
Bir çoğunuzun bildiği üzere, ben Maltepe Üniversitesi'nde Meme Radyolojisi ve Girişimsel Radyoloji bölümlerinde öğretim üyesi olarak çalışan bir akademisyenim. Günlük pratiğimde teknolojinin bize sunduğu imkanlar ile en modern tedavi yöntemleri hastalarıma yardımcı olmaya çalışıyorum. İlgi alanlarımın için Ameliyatsız Kanser Tedavileri de var.
Ancak bu akademisyen kimliğimin yanında bir de aktivist yönüm var:) Koruyucu Hekimlik uygulamalarının yaygınlaşmasının çok önemli olduğuna inandığım için hekimlerin ve halkımızın bu konuda daha duyarlı ve daha bilinçli olması için bir sosyal sorumluluk projesi olarak KOHEF ( Koruyucu Hekimlik ve Fonksiyonel Tıp ) derneğimizi 2017 yılında kurduk.
Öncelikli hedeflerimizden birisi de bilimsel toplantılarda ilgili konuda Koruyucu Hekimlik Uygulaması olarak yani ilgili hastalığın tekrarlamaması ya da hiç yakalanılmaması için neler yapılabilir?
Son bilimsel çalışmalar bize bu konuda ne diyor?
gibi konuların paylaşıldığı bir ayrı bir Koruyucu Hekimlik Oturumunun planlanması. Bu sayede hekimler olarak daha fazla bilinçlenmiş olmamız mümkün olacak ve kendi pratik uygulamalarımızda da hastalarımıza daha fazla destek olabileceğimiz kanaatindeyim.
Doç. Dr. Mehmet Mahir ATASOY
Girisimsel Radyoloji & Meme Radyolojisi
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi