AMELİYATSIZ KANSER TEDAVİLERİ
Akciğer, karaciğer ve böbrekde saptanan çapı 5 cm yi aşmayan tümörler ile karaciğerde ortaya çıkan metastazlarda , uygun koşullarda ameliyatsiz tedavi seçenekleri tercih edilebilir. Girişimsel Onkolojinin konusuna giren bu özel tedaviler ülkemizde çok az sayıda Girişimsel Radyoloji Uzmanı tarafından yapılmaktadır.
RF ABLASYON :
RF Ablasyon, ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi görüntülemeleri eşliğinde tümör tanısı konmuş hastalarda (tümör tanısı için biyopsi de aynı seansda yapılabilir) tümörün tam ortasına bir tel yerleştirilerek ısı etkisi ile tümör buharlaştırılarak yok edilebilir. Tümörün tamamının yok olduğundan emin olmak için tümör çapının yaklaşık 1 cm dışına kadar geniş bir alanda bu ısı ile buharlaştırma işlemi uygulanır. Hastamız işlemden sonar kısa bir gözetimin ardından aynı gün yada ertesi gün evine yürüyerek dönebilir.
MİKRODALGA (MICROWAVE) ABLASYON :
Mikrodalga ablasyon ile kanser tedavisi RF ablasyon yöntemine çok benzer bir yöntemdir. Mikrodalga ablasyonda dokuya elektrik yerine elektromanyetik dalgalar gönderilir. Yöntem olarak bildiğiniz mikrodalga cihazlarında olduğu gibi elektromanyetik dalgalar kullanılır. Bu dalgalar kanserli dokuda ortalama 80-100 derece arasında ısı oluşmasına neden olur. Oluşan ısı sayesinde iğnenin uç kesiminin çevresinde yaklaşık 3-5 cm çapındaki bir alanda kanserli dokunun harabiyetine yol açar. Çapı 3 cm nin üzerine çıkmış karaciğer ya da böbrek tümörlerinde tercih edilen bir yöntemdir.
KRİYOABLASYON :
Kriyoablasyon yönteminde RF Ablasyon ve Mikrodalga Ablasyon yöntemlerinden farklı olarak, kanseri ısıtarak değil dondurarak tahrip eden bir ablasyon yöntemidir. Bu dondurma etkisinin oluşması için çok yüksek basınçlı Argon gazı kriyoablasyon iğnesinin içinden geçirilip iğnenin tam ucunda serbest bırakılır. Argon gazı kanserli doku içinde -40 ile -80 derecelere varan bir soğuma ve buz topu (iceball) oluşturur. Joule-Thompson etkisi olarak adlandırılan bu olay neticesinde, kriyoablasyon iğnesinin çevresindeki buz topu sayesşnde tümörde buz kristalleri oluşur, damarlar tıkanır ve apopitoz sonucu yaygın bir doku ölümü ortaya çıkar.
KEMOEMBOLIZASYON (TAKE):
TAKE yani TransArteriyel KemoEmbolizasyon tedavisi adı verilen bu yöntem özellikle karaciğer tümörlerinde olmak üzere bir çok tümörde uygulanabilecek kemoterapi ilaçlarının ve damar tıkayıcı ilaçların direkt olarak sadece tümörü besleyen damarın içerisinden verilmesi işlemidir. Bu işlem için kasık bölgesinden girilerek tümörü besleyen küçük atardamara kadar anjio kateterleri ile ilerlenir. O atardamara yerleştirilen kateter aracılığı ile damarı tıkayan ve kemoterapi ilacının salınımını yapan preparatlar damardan verilerek tümörün hem yoğun bir şekilde kemoterapi alması hem de kendisini besleyen damarların kapanması sağlanır. Bu tedavi seçeneğinin en büyük avantajı vücudun tamamının ağır kemoterapi ilaçlarının etkisi altında kalmamasıdır. Genel durumu iyi olan, karaciğerinde kanseri yada kanser sıçramasına bağlı kitlesi bulunan ve sistemik kemoterapiden fayda göremiyen hastalarımıza bu yöntem uygulanabilir.
Doç. Dr. Mehmet Mahir Atasoy